"1520-1566 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’na hükmeden
Kanunî Sultan Süleyman devrinde geçen bir olaya gönderme yaparak “İşte aşk!” diyorum...
Muhteşem Süleyman’ın biricik kızı Mihrimah Sultan'a bir talip çıkar: Diyarbakır Beylerbeyi Rüstem Paşa. Merkeze uzak (periferi) bir yerde görevli olan Paşa’nın Kanunî’ye damat olması, Cihan İmparatorluğu’nun ikinci adamlığı anlamına geldiği için; üst yönetim kadrolarında dedikodu kazanları fayrap edilmeye başlanır ve Paşa’nın cüzamlı olduğu haberi uydurulur. Peki, gerçekten öyle midir? Bundan emin olmanın tek yolu, Paşa’nın bir sağlık kontrolünden geçmesidir. Hemen bir ekip Diyarbakır’a gönderilir. Haberin gelmesi gecikmez: Rüstem Paşa’nın çamaşırlarında bit bulunmuştur! Paşa için vezirlik yolu açılmıştır artık; çünkü cüzamlıya bit gitmez!
Bu olay üzerine, Paşa’nın siyasi düşmanları tarafından yazılan/yazdırılan şu beyit pek hoş ve manidardır:
“Olacak ki bir kişinin bahtı kâvi tâlihi yâr,
Kehlesi dahi ânın mahallinde işe yarar!”
(Anlamca: Şansın varsa, bit’ten bile fayda görürsün!)
Kısa geçelim...
Hürrem Sultan’ın da desteği ile Rüstem Paşa, Süleyman ve Hüsrev Paşaları ekarte ederek 1544 yılında Sadrazam olur. Sadrazam, tüm vaktini ve enerjisini devlet işlerine verdiği, karısıyla gereği gibi ilgilenemediği için, kudretli hükümdarın kızı da kendini hayır işlerine verir. Özellikle, adına yaptırılan iki büyük caminin yapımıyla geçirir vaktini: Üsküdar’daki, etek giymiş bir hanım görünümündeki Mihrimah Sultan Camii (İskele Camii) ve gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı Edirnekapı Camii. (Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen, yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami!) En büyük şansı da Koca Sinan'ın mimarbaşı olmasıdır elbette... Mimar Sinan, en uygun yerlere en uygun camiyi -padişahın izni ve emriyle- dünya üzerinde eşi benzeri görülmemiş bir sihirli simetriyle yapıvermektedir Mihrimah için!
Sihirli kısmını anlatayım...
Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camii ile Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (elbette, yılın sadece bir gününde) göreceğiniz muhteşem manzara şudur: Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken, Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! “Bu nasıl bir hesaplama, bu nasıl bir estetik anlayışıdır!” dediğinizi duyar gibiyim... Mimarbaşı, Mihrimah Sultan’a platonik bir yakınlık duymasaydı; acaba bu harika uyumu yaratabilir miydi? Hele bir de Mihr ü mâh, Farsça güneş ve ay anlamına geliyorsa! İşte aşk! "
kaynak: anafilya.org

Muhteşem Süleyman’ın biricik kızı Mihrimah Sultan'a bir talip çıkar: Diyarbakır Beylerbeyi Rüstem Paşa. Merkeze uzak (periferi) bir yerde görevli olan Paşa’nın Kanunî’ye damat olması, Cihan İmparatorluğu’nun ikinci adamlığı anlamına geldiği için; üst yönetim kadrolarında dedikodu kazanları fayrap edilmeye başlanır ve Paşa’nın cüzamlı olduğu haberi uydurulur. Peki, gerçekten öyle midir? Bundan emin olmanın tek yolu, Paşa’nın bir sağlık kontrolünden geçmesidir. Hemen bir ekip Diyarbakır’a gönderilir. Haberin gelmesi gecikmez: Rüstem Paşa’nın çamaşırlarında bit bulunmuştur! Paşa için vezirlik yolu açılmıştır artık; çünkü cüzamlıya bit gitmez!
Bu olay üzerine, Paşa’nın siyasi düşmanları tarafından yazılan/yazdırılan şu beyit pek hoş ve manidardır:
“Olacak ki bir kişinin bahtı kâvi tâlihi yâr,
Kehlesi dahi ânın mahallinde işe yarar!”
(Anlamca: Şansın varsa, bit’ten bile fayda görürsün!)
Kısa geçelim...
Hürrem Sultan’ın da desteği ile Rüstem Paşa, Süleyman ve Hüsrev Paşaları ekarte ederek 1544 yılında Sadrazam olur. Sadrazam, tüm vaktini ve enerjisini devlet işlerine verdiği, karısıyla gereği gibi ilgilenemediği için, kudretli hükümdarın kızı da kendini hayır işlerine verir. Özellikle, adına yaptırılan iki büyük caminin yapımıyla geçirir vaktini: Üsküdar’daki, etek giymiş bir hanım görünümündeki Mihrimah Sultan Camii (İskele Camii) ve gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı Edirnekapı Camii. (Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen, yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami!) En büyük şansı da Koca Sinan'ın mimarbaşı olmasıdır elbette... Mimar Sinan, en uygun yerlere en uygun camiyi -padişahın izni ve emriyle- dünya üzerinde eşi benzeri görülmemiş bir sihirli simetriyle yapıvermektedir Mihrimah için!
Sihirli kısmını anlatayım...
Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camii ile Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (elbette, yılın sadece bir gününde) göreceğiniz muhteşem manzara şudur: Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken, Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! “Bu nasıl bir hesaplama, bu nasıl bir estetik anlayışıdır!” dediğinizi duyar gibiyim... Mimarbaşı, Mihrimah Sultan’a platonik bir yakınlık duymasaydı; acaba bu harika uyumu yaratabilir miydi? Hele bir de Mihr ü mâh, Farsça güneş ve ay anlamına geliyorsa! İşte aşk! "
kaynak: anafilya.org
süperrr yaa..mimar sinan hayraniyim ben....ve ilk kez duydum bunu...saol paylastigin icin :)
YanıtlayınSilevet gerçekten güzel özellikle
YanıtlayınSilMihr ü mâh ve olayın çakışması çok ilginç
Mimar Sinan'a hayran olmamak mümkün mü? Çağları deliyor binaları, depremlere kafa tutarak. Var mı ondan sonra böyle binalar yapabilen?
YanıtlayınSilSinan'ın inşaatlarında o kavislere bayılıyorum, zira zaten böyle direnç sağlıyor. Ayrıca, estetik de söylenecek söz bırakmıyor. Eh, bu kadar usta bir sanatkârın, aşkı da elbet derin ve farklı olmalı!
harika bir yazı. teşekkür ederim...
YanıtlayınSilay lav yu mimar sinan diyorum ..
YanıtlayınSilve ayakta alkışlıyorum ..
bi dakka ayağa kalkayım. kalktım alkışladım :)
Sevdiğinize sevindim Tarihimiz daha nice böyle Anılarla dolu zaman zaman böyle şeylere yer vereceğim...
YanıtlayınSilhayran oldum :)
YanıtlayınSiliki camiyide görebileceğimiz yer neresi
YanıtlayınSilHer şeyi devletten beklememek lazım ;)
YanıtlayınSilteknolojının yok denecek kadar az oldugu hatta hıc olmadıgı bır zaman da boyle bır eserı ortaya koyan ustaya helel olsunn boyle usta ayakta alkıslanmazda ne yapılır
YanıtlayınSilO Kİ KOCA SİNAN,O Kİ GÖNLÜNDE ALLAH AŞKI İLE YAPTIĞI ESERLERDE SEMA EDEN,O Kİ KALBİNDE'DEKİ BİR ÇOK SIR GİBİ TAŞIDIĞI GİZEMLİ AŞKI...BU ESERLERİ KAFASINDA NASIL YAPTIĞINI NASIL ŞEKİLLENDİRDİĞİNİ BİLMEDİĞİMİZ GİBİ O AŞKI KİMSELER BİLMEZ.ALLAH SENDEN RAZI OLSUN KOCA SİNAN.ALLAH MEKANINI CENNET EYLESİN KOCA SİNAN.***IŞIKLA YAZILSIN SONSUZA ADIN*** RAHMETLE ANILSIN SONSUZA KADAR ADIN.
YanıtlayınSilARKADAŞLAR EĞER KOCA SİNANI ÇOK SEVİYORSANIZ LÜTFEN MEHMET CORALIN "IŞIKLA YAZILSIN SONSUZA ADIM" KİTABINI MUTLAKA OKUYUNUZ.
FATİH AYSU
evet güzel özellikle bu olay 21 mart günü olması daha güzel çünkü mihrimah sultanın doğduğu gün.
YanıtlayınSilbu olaya birde ben bildiğim birşey ekliyeyim edirnekapıdaki camiden güneş batarken üsküdardaki camiden ay doğmaktadır beyazıt yangın kulesinden görülebilmektedir 21 mart ta..
YanıtlayınSilo gün de mihrimah sultanın doğum günüdür...beynim tutuldu ya yok böyle bişey!
AHMET
çok teşekür ederim
Silguzel ama eksık http://www.yenimakale.com/ilginc/2901-mimar-sinanin-buyuk-aski-ve-mihr-u-mah.html devam
YanıtlayınSilGerçekten çok etkileyici bir hikaye. Birisi sevabına bu görüntüyü fotoğraflayıp web'e koysa ya!
YanıtlayınSil